Yeşil Mutabakat Nedir?

Avrupa Yeşil Mutabakatı, iklim değişikliği ve çevresel bozulmanın varoluşsal bir tehdit olduğunu kabul ederek, Avrupa Birliği'ni temiz, döngüsel bir ekonomiye dönüştürmeyi amaçlayan bir büyüme stratejisidir. Türkiye'yi yakından ilgilendiren bu mutabakat için şirketlerin bu hedeflere ulaşmak için muhasebe sistemlerini güncellemesi ve çevresel etkileri hesaplamak için gerekli altyapıyı oluşturması gerekmektedir. Bu yazımızda yeşil mutabakat'ın gerekliliklerinden,hangi alanları kapsadığından bahsettik.

AB Yeşil Mutabakatı, Avrupa’nın ve dünyanın karşı karşıya olduğu iklim değişikliği ve çevresel bozulmanın varoluşsal bir tehdit olduğu gerçeğinden yola çıkıyor. Bu zorlukları aşmak için Avrupa’nın bir büyüme stratejisine ihtiyacı var: Birliği modern, kaynak verimli ve rekabetçi bir ekonomi haline dönüştüren ve sera gazı emisyonlarının net olmadığı bir yapıya. 2050’ye kadar ekonomik büyümenin kaynak kullanımından ayrılması ve hiçbir kişi ve hiçbir yerin geride bırakılmaması hedefleniyor.

 

Mutabakat, Avrupa Birliği’ni, ekonomik büyümenin kaynak kullanımından ayrıldığı bir rekabetçi ekonomi haline dönüştürmeyi amaçlayan yeni bir büyüme stratejisidir. Kaynakların verimli kullanımını artırarak temiz, döngüsel bir ekonomiye geçişi hızlandırmayı, biyoçeşitliliği yeniden sağlamayı ve kirliliği azaltmayı hedefleyen bir dizi eylem planı sunuyor. Ayrıca gerekli yatırımları ve mevcut finansman araçlarını açıklıyor ve adil ve kapsayıcı bir geçişin nasıl sağlanacağını açıklıyor.

 

Stratejinin ana hedefleri şunlardır:

 

– Şirketlere temiz ürünler ve teknolojiler kullanarak geçişi yönlendirmelerinde yardımcı olmak.

– İnsan yaşamını, hayvanları ve bitkileri korumak için kirliliği azaltmak.

– 2050’ye kadar iklim nötrü olmak.

– AB vatandaşlarını çevresel risklerden ve etkilerden korumak.

 

AB Yeşil Mutabakatı’nı etkin bir şekilde uygulamak için AB’nin tüm bölgeler ve sektörler için adil bir geçiş sistemi tasarlaması ve sağlaması gerekmektedir.

Tahminlere göre, 2030’a kadar AB Yeşil Mutabakatı’nın, iklim ve enerji hedeflerini gerçekleştirmek için yılda 260 milyar €’ya ihtiyaç duyulacak. Bu hedeflere ulaşmak için AB Yeşil Mutabakatı, 2019-2021 arasında uygulanacak 50 eylemi içermektedir. Bu eylemler, iklim, enerji, döngüsel ekonomi, ulaşım, tarım, finansal hizmetler, biyoçeşitlilik ve atık yönetimi ile ilgili düzenlemeler veya direktifler şeklinde gerçekleşecektir. Ayrıca, mevcut uygulanabilir mevzuatların güncellenmesi için adımlar da atılacaktır.

Yeşil Mutabakat ve Türkiye

Eylem Planı, AB’nin politika önceliklerine uygun olarak belirlenen 81 eylemi hayata geçirme amacını taşımaktadır. Bu eylemler, (1) sınırda karbon düzenlemeleri, (2) yeşil ve döngüsel ekonomi, (3) yeşil finansman, (4) temiz, ekonomik ve güvenli enerji arzı, (5) sürdürülebilir tarım, (6) sürdürülebilir akıllı ulaşım, (7) iklim değişikliği ile mücadele, (8) diplomasi ve (9) bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetleri başlıkları altında toplanmaktadır. Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda faaliyet gösteren bir Çalışma Grubu, bu hedeflere ulaşmayı ve eylemlerin güncel gelişmelere uyumunu sağlamak üzere çalışmalarını sürdürmektedir.

2021/15 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi, Çalışma Grubu’na yardımcı olmak amacıyla ihtisas çalışma gruplarının oluşturulabileceğini düzenlemiştir. Bu çerçevede, AB Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması, Ulusal Karbon Fiyatlandırma, Ulusal Döngüsel Ekonomi Eylem Planı, Çelik, Alüminyum, Çimento, Tekstil ve Konfeksiyon, İnşaat Sektörleri, Yeşil Finansman, AB Projelerinin Finansmanı, Temiz Enerji, Sürdürülebilir Tarım, Sürdürülebilir Akıllı Hareketlilik, Teknolojik Dönüşüm/Gelişim, Sürdürülebilir Tüketim ve Üretim Eylem Planı, Sürdürülebilir Nihai Tüketim, Sıfır Kirlilik Eylemi, Adil Geçiş Politikaları ve Eğitim-Öğretimde Yeşil Dönüşüm ve Sürdürülebilir Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuat Uyumu olmak üzere 20 adet İhtisas Çalışma Grubu oluşturulmuştur.

Bu İhtisas Çalışma Grupları arasında, AB Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması, Sürdürülebilir Nihai Tüketim, Tekstil ve Konfeksiyon Sektörü, İnşaat Sektörü ve Sürdürülebilir Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuat Uyumu Çalışma Grupları’nın koordinatörlüğü Bakanlık tarafından üstlenilmiştir. Diğer Çalışma Gruplarının koordinatörlüğü ise ilgili kurumlar tarafından yürütülmektedir. Bu kurumlarca yapılan çalışmalar, Çalışma Grubu sekretaryası görevini üstlenen Bakanlık tarafından raporlanmaktadır

 

AB Yeşil Mutabakatı’nın etkileri Türk ekonomisinin hemen hemen tüm ana sektörlerini kapsayacaktır. Enerji ve hizmetler, tüketici endüstriyel ürünler ve perakende, inşaat, ulaşım, finansal hizmetler ve turizm gibi sektörlerde önemli değişiklikler beklenmektedir.

Enerji ve hizmetler sektöründe, enerji şirketleri ve hizmet sağlayıcıları, net sıfır hedeflerine ulaşmak için büyük zorluklarla karşı karşıyadır. Enerji üretimindeki değişim, çoğu senaryoda yenilenebilir enerji kaynaklarının daha fazla kullanılmasını öngörmektedir. AB Yeşil Mutabakatı kapsamında belirlenen dekarbonizasyon stratejisi, Hellen Cumhuriyeti Enerji ve İklim Ulusal Planı’na dahil edilmiştir. Kömür kullanımının azaltılması ve net sıfıra geçiş, özellikle kömür madenciliği ve lignit enerji santrallerinin bulunduğu bölgelerde önemli sosyo-ekonomik etkilere yol açacaktır. Bu bölgeler için, AB Adil Geçiş Mekanizması, Ulusal Planlar ve diğer finansal destekler aracılığıyla düzenli bir geçiş ve uzun vadeli sürdürülebilir kalkınma sağlanması planlanmaktadır.

 

AB Yeşil Mutabakatı’nın, Türk ekonomisinin neredeyse tüm ana sektörlerinde etkisi olması bekleniyor. Göstergeler şu alanları içermektedir:

 

– Enerji ve hizmetler

– Tüketici endüstriyel ürünler ve perakende

– İnşaat

– Ulaşım

– Finansal hizmetler

– Turizm

 

Enerji ve Hizmetler Ön Planda

– Enerji ve hizmet şirketleri, şu anda net sıfır hedefleri etrafında kristalize olan dekarbonizasyon nedeniyle büyük zorluklarla karşı karşıya.

– Enerji üretim karışımındaki geçiş önemlidir, çoğu senaryo yenilenebilir enerji kaynaklarında devam eden büyümeyi öngörüyor.

– Dekarbonizasyon stratejisi (lignit enerji santrallerinin kapatılması), AB Yeşil Mutabakatı eylem planının bir parçasıdır ve Hellen Cumhuriyeti Enerji ve iklim ulusal planına dahil edilmiştir.

– Net sıfıra geçiş ve kömürden çıkış, yerel topluluklar için önemli sosyo-ekonomik etkilere sahiptir, burada lignit üniteleri veya kömür madenleri faaliyet göstermektedir. İlgili bölgeler, düzgün bir geçiş ve uzun vadeli sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için AB Adil Geçiş Mekanizması, Ulusal Planlar ve diğer finansman kaynakları aracılığıyla desteklenecektir.

Ülke ihracatının pazar payını korumak ve ihracatçıların satışla ilgili sorunlar yaşamaması, uzun vadede pazar payı kaybını önlemek için şirketlerin yeni süreçlere uyum sağlaması kritik bir öneme sahiptir. Bu bağlamda, AB Yeşil Mutabakatı gibi uluslararası çevre politikalarının da dikkate alınması gerekmektedir.

AB Yeşil Mutabakatı, çevresel sürdürülebilirlik ve karbon emisyonlarının azaltılması gibi hedeflerle ilgili kapsamlı bir eylem planını içermektedir. İhracatçılar, bu tarz politika değişikliklerinin, özellikle AB pazarına yönelik ihracatlarında, ürünlerinin çevresel etkileri ve sürdürülebilirlik standartları konusunda daha fazla baskıya neden olabileceğini göz önünde bulundurmalıdır.

Bu nedenle, ihracatçılar, yeşil üretim yöntemlerine ve sürdürülebilir tedarik zinciri uygulamalarına yatırım yaparak AB Yeşil Mutabakatı’nın getirdiği gereksinimlere uyum sağlamalıdır. Ayrıca, çevresel etkiyi azaltmaya yönelik ürün ve hizmetler geliştirmek ve pazarlamak, ihracatçıların rekabet gücünü artırabilir ve AB pazarındaki varlıklarını sürdürmelerine yardımcı olabilir.

İhracatçılar hem çevresel sürdürülebilirliğe katkıda bulunarak hem de uluslararası pazardaki rekabet avantajlarını koruyarak AB Yeşil Mutabakatı’nın getirdiği değişikliklere uyum sağlayabilirler. Bu, hem şirketlerin uzun vadeli başarısını hem de ülke ihracatının rekabetçiliğini artırabilir.

Yeşil Mutabakat’ın etkili bir şekilde uygulanması, çevresel sürdürülebilirlik ve karbon emisyonlarının azaltılması gibi hedeflerle ilgili muhasebe alanının kritik bir rol oynadığını kabul etmek önemlidir. Bu nedenle, şirketlerin bu hedeflere ulaşmak için muhasebe sistemlerini güncellemesi ve çevresel etkileri hesaplamak için gerekli altyapıyı oluşturması gerekmektedir.

Muhasebenin, Yeşil Mutabakat çerçevesinde yapılan yatırımların ve faaliyetlerin etkisini değerlendirmek için güçlü bir araç olduğunu unutmamak önemlidir. Çevresel muhasebe ve maliyet muhasebesi gibi araçlar, şirketlerin yeşil projelerin getirdiği maliyetleri ve faydaları doğru bir şekilde hesaplamalarına yardımcı olabilir. Bu da şirketlerin yeşil projelere yönelik yatırım kararlarını daha bilinçli bir şekilde almasını sağlar.

Ayrıca, şeffaf ve hesap verebilir finansal raporlar, Yeşil Mutabakat hedeflerinin izlenmesini ve şirketlerin çevresel performanslarını değerlendirmesini kolaylaştırır. Bu raporlar, yatırımcılar, paydaşlar ve kamuoyuna şirketlerin çevresel taahhütlerini ve sürdürülebilirlik performanslarını gösterirken, aynı zamanda şirket içindeki paydaşları da bilgilendirir.

Muhasebenin doğru bir şekilde kullanılması, Yeşil Mutabakat’ın hedeflerine ulaşmada şirketlere yol gösterirken, aynı zamanda şirketlerin sürdürülebilirlik raporlaması konusunda güvenilirlik sağlamalarına yardımcı olur. Bu da şirketlerin Yeşil Mutabakat’a uyum sağlaması ve çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşması için kritik öneme sahiptir.

IQ Denetim olarak, Yeşil Mutabakat’ın önemini anlıyor ve şirketlerin bu hedeflere ulaşmasına yardımcı olmak için bir yol haritası sunuyoruz. Şirketler için çevresel etkilerin hesaplanması, KGK’nın yayınladığı sürdürülebilirlik mevzuatına ve uluslararası standartları kapsayan Yeşil Mutabakat hedeflerinin izlenmesi için özel raporlar hazırlayarak, şirketlerin Yeşil Mutabakat’ın gerekliliklerine uyum sağlamasına ve çevresel performanslarını değerlendirmelerine yardımcı oluyoruz. Bu sayede, şirketler Yeşil Mutabakat’ın getirdiği değişikliklere uyum sağlayabilir ve çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için gerekli adımları atabilirler.

Paylaş:

Daha Fazla

Bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edin

© IQDENETIM 2025 - Tüm Hakları Saklıdır.